top of page

Günümüz İslam Toplumlarında Şirk

  • Editör
  • 5 Mar
  • 3 dakikada okunur

Bismillahirrahmanirrahim

   Şirk kavramı, Allah cc yanı sıra diğer varlıkları da İlah edinmek yani Allah Teala'ya ortak koşmak manasınadır. Cahiliye döneminde Mekke müşriklerinin putları ilah edinmeleri buna örnektir. Geçmiş topluluklardan Antik Yunan ve Roma medeniyetleri de şirk ve putperestliğin tipik örnekleri ile doludur.

   Günümüzde ise şirk, daha sinsi bir hal almıştır. Açıktan putlara ibadet edenler neredeyse yok... Daha doğrusu zahiri putlar da yok. Onların yerini ise gizli ve sinsi putlar ve kavramlar almıştır. Kimileri parayı, kimileri makamları, kimileri de kişileri farkında olmadan put edinmişlerdir...

   Aslında hakiki Tevhid'i elde edemeyen herkes bu tehlike altındadır. Günümüzde bu konuda iki türlü yanlışa düşülmektedir. Allah'a inandığını zanneden, ancak gerçekte kendi kafasında uydurduğu İlahlara/Putlara ibadet edenler ve böyle olmadığı halde gerçek müminlere müşrik diyen cahiller.

   Bir kere şu husus asla unutulmamalıdır. Bir fiilin şirk olması, o fiili işleyen herkesin hemen müşrik, kafir ilan edilmesini gerektirmez. Ayrıca bu damgayı vurmak kimsenin üzerine vazife de değildir. Çünkü bu husus kişinin manevi durumu ile ilgilidir ve bu durumu ancak Allah Teâlâ bilebilir. Müminlere müşrik veya kafir yaftası vuranlar eğer söz konusu kişi gerçekte böyle değilse kendileri bu sıfatla sıfatlanırlar. Esasen bunu müşahhas hale getirmek de yanlıştır. Yakın tarihteki islam görünümlü terör örgütlerinden bazıları bu cehalet ve yanlışları ile binlerce mümini acımasızca katletmişlerdir.

   Kul olarak bize düşen ancak yanlışı tarif edip ondan nefsimiz adına kaçınmak ve bu yanlışa düşülmemesi için de gerekli uyarıları yapmaktır.

   Allah'ın vazifeli memurları olan peygamber ve velileri sevmek elbette ki lazımdır. Ancak onlara sevgi ve hürmette aşırı gitmek ve onların Allah CC tarafından verilen vazifeleri ile sınırlı olduklarını unutup Allah'tan bağımsız olarak, izin almadan ve Allah'ın kuvvet yaratmasını hesaba katmadan (istitaat) onların bizzat olaylara müdahale ettiklerini zannetmek şirktir. Hıristiyanların Hz.İsa AS'ı (haşa) tanrı ilan etmeleri gibi bir yanlıştır ve haddi aşmaktır. Kainatta tek bir tasarruf sahibi vardır ve O da Allah'tır. Ancak Allah Teala, hikmeti gereği meleklerden veya velilerden vazifeli insanlar yaratmış ve emirlerini, tasarrufunu onlar vasıtası ile uygulamaktadır. Zaten tasavvufta geçen ve "evliyanın tasarrufu" denilen husus da Allah'ın (cc) kainattaki tasarrufunun (bazılarını) manevi görevlileri (melek, evliya, şehitler vb) vasıtası ile icra etmesi olarak anlaşılmalıdır. Yağmuru yağdıran Allah'tır. Ancak Mikail'e (as) bu emrini uygulama görevi vermiştir. Hidayet Allah'tandır, ancak velileri ve alimleri vasıta kılmıştır. Bu konuyu inkar edip kabul etmeyenler de bu konuyu aşırı abartıp velileri ve alimleri adeta ilahlaştıranlar da hata içindedirler. Birinciler için Allah'a itiraz ve karşı gelmiş olma, ikinciler için de şirk içinde olma tehlikesi vardır.

   Kainatta vesile olayı vardır ve bu husus ayette yer almaktadır;

"Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının, O’na yaklaşmaya vesile arayın..."Maide.35

Bu vesile kişinin salih ameli de olabilir, veli bir zatın duası da olabilir. Zaten "himmet" denilen olay da velinin Allah'a yaptığı kabul edilmiş duasından ibarettir. Dikkat edilmesi gereken şey, Allah (cc) bu duaları kabul edebilir de, etmeyebilir de. Kişinin dua ederken "Ya Rabbi, falan zatın hürmetine ..." demesinde (tevessül) hiç bir mahsur yoktur. Çünkü burada dua Allah'a yapılmaktadır. Ancak hakiki müracaat mahallini unutup mesela (haşa) "Falan zat bana yemek (rızık) verdi" veya "falan manevi zatlar ambarı dolduruyor"  demek kişiyi (Allah muhafaza) şirke götürür. Çünkü Rezzak olan Allah'tır. Ancak Allah cc dilediği şekilde vasıtalı veya vasıtasız olarak rızık gönderir

 ...اَللّٰهُ يَرْزُقُهَا وَاِيَّاكُمْۘ...

"...Onların da sizin de rızkınızı veren Allah’tır..."Ankebut.60

Ancak Allah Teala, o yemeği falan kişi eliyle veya vasıtası ile gönderebilir. Vasıtasız olarak da rızık gönderebilir. Maide suresinde Hz.İsa'ya (as) ve talebelerine semadan sofra indirildiğine işaret vardır. Dikkat edilirse bu düşüncede Tevhid yönünden arada ince bir fark vardır. Birisinde kulun direk icraatı... Diğerinde ise Allah'ın kulları vasıtası ile icraat ve tasarrufu... Aynı şekilde, bu dünyada gerçekleşen tüm olaylarda da vesileleri inkar etmemekle birlikte onları birer perde kabul edip vesileleri yaratan hakiki Yaratıcıyı (Müsebbibül Esbabı=Sebepleri Vücuda getireni) bir an dahi aklımızdan çıkarmamamız ve O'na ulaşmayı, O'nu tanımayı esas gaye edinmemiz gerekmektedir. Zaten Yaratılış amacımız da esasen budur;

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ

"Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım...."Zariyat.56

Bazı Alimler, bu ayetteki "kulluk" yani ibadetin manasını Allah'ı hakiki manada tanımak (arif olmak) olarak da açıklamışlardır.

   Ancak bir de gerçekte şirke düşmemiş ve itikadı sağlam olarak Kur'an'da bahsedilen vesileliğe müracaat eden müminleri haksız yere müşrik ve kafir ilan eden, onlara iftira eden gruplar türedi. Bunlar her türlü vesileyi aradan çıkarıp gerçek tevhid ehli olduklarını ve gerçek tevhide ancak kendilerinin götürdüklerini iddia ediyorlar. Geçmiş de dahil İslam dünyasında ne kadar veli, alim varsa hepsine hakaretler ediyorlar. Hepsinin yanlış yolda olduklarını ileri sürüyorlar. Halbuki İddialarında samimi olsalardı hiç bir yayın yapmamaları, insanları kendi hallerine bırakmaları ve vesile olmaktan kaçınmaları gerekirdi. Çünkü bu yayınları yaparak esasında kendilerini vesile kıldıklarının ve men ettikleri veli ve alimler yerine kendilerini onların yerine geçirdiklerinin farkında bile değiller.

  İslam, her türlü aşırılıktan kaçınarak orta yolu tutma sanatıdır. Tasavvuf dersleri doğru bir şekilde ve ilimle uygulanırsa kişiyi gerçek Tevhide götürür. Zira bu Allah'ı çokça zikir olayıdır. Bu da Kur'anda emredilmiştir.

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اذْكُرُوا اللّٰهَ ذِكْرًا كَث۪يرًاۙ

"Ey iman edenler, Allah'ı çok çok zikrederek şükredin..."Ahzab.41

   Allah CC tüm ümmeti Muhammed'e (SAV) tevhid ehli olmayı nasip eylesin.

                          Selametle

 








   

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kommentare


bottom of page