Allah'ı (CC) Neden Bulamadılar?
- Editör
- 29 Eki 2024
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 1 Mar
Bismillahirrahmanirrahim
Her şeyde olduğu gibi insan, sahip olduğu şeyleri yerli yerinde kullanmayı bilmediği zaman ortaya çok şaşırtıcı ve feci neticeler çıkabiliyor. Mesela, sindirim sistemimiz besin niteliği taşıyan şeyler için vardır. Elma yiyebilirsiniz, et yiyebilirsiniz. Ancak mesela cam yiyemezsiniz. İnşaat çivisi yiyemezsiniz.
Düşünme ve tefekkür, istikamet üzere kullanılırsa faydalı ve doğru neticelere ulaşırlar. Bu sistemler de bizde bulunan diğer hislerle bağlantılıdır. Görmek istemediğimiz şeyi gözümüzün önünde olsa da görmeyiz. Daha doğrusu görmediğimizi zannederiz. Peki neden görmek istemeyiz? Anahtar soru budur.
Bu sorunun pek çok sebebi olabilir. Bunlardan birisi, bir şeyi kabullendiğimizde onun bize sorumluluk yükleyecek oluşudur. Mesela yaratanı kabul ettiğinizde sizden kulluk yapmanızı isteyecektir. Namaz, oruç vb. Sorumluluk ve yükümlülüklerden kaçmak…Başıboş yaşamak…Kendi keyfine göre hareket etmek…İstediğini yapmak…İstemediğini yapmamak…Ne kadar hoş geliyor değil mi?
Fakat bir problem var. Kimse sonsuza kadar yaşamıyor. Kaçmak olayı çözmüyor yani. Eninde sonuda yüzleşmek var.
Bir diğer sebep, düşük yüzdeli ihtimallerle uğraşmanın cazip ve ilginç olduğunu düşünmektir. Yani macera aramak…Herkesin kabul ettiği bir şeyi kabul ederek sıradanlaşmak yerine ilginç bir şeyler ile ön plana çıkmak…Şöyle düşünceler; ”Koyun gibi sürü halindeki kalabalıklar”… “Halbuki aslanlar yalnız dolaşır”…”Adın tarihe geçecek”…Bu düşüncelerle, kainatın ve varlıkların sonsuz derecede düşük (yani mümkün olmayacak şekilde) ihtimallerle kendi kendine sonsuz denemeler sonucu ortaya çıktığını düşünmek…
Sizi anlıyoruz da aldığınız riskin farkında mısınız? Dünyanın telafisi yok bunu biliyor musunuz? Henüz yaşarken bunlar cazip gelebilir. Ya öldükten sonra? Yoksa öldükten sonra yok olacağınızı mı düşünüyorsunuz? Ya ahiret hakikaten varsa? Her şeye ihtimal veriyorunuz da bu ihtimal de yok mu? Buna neden ihtimal yok? Sizce dürüst müsünüz hakikaten? Yoksa kendi kendinizi aldatmakta mısınız?
Bir şarkı sözü;
Bir gün demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan…
Bir otomobile binseniz ve başka bir şehre doğru yola çıksanız. Ancak şoför koltuğunda gözlerinizi kapatıp sadece gaza bassanız ve direksiyonu falan hiç ellemeseniz gideceğiniz yere varma ihtimaliniz nedir? Farkında mısınız hayat yolculuğunda aynen bunu yapmaktasınız. Varmak için araba, benzin vb yetmiyor. İstikamet de gerekiyor. Yolu bileceksin, rotanı yola göre ayarlayacaksın. Gerekli manevraları yapacaksın. Yolun eğimini, yoldaki özel durumları, hava koşullarını vb hesap edeceksin. Aksi taktirde ya kaza yaparsın veya yoldan çıkarsın. Uçuruma düşme ihtimalin bile var. Hayat sizin, yol sizin, araba sizin. Yoldan çıkmamak için istikamet şart…Durum bu…
Allah CC herkese basiret ve şuur versin. Doğruyu gören ve kendisini bulan kullarından olmayı nasip eylesin
Selametle
Comments